Dört Mevsimin Yaşandığı,Rize Turizmin Terapiye İhtiyacı Var!İsmail Hocaoğlu’nun Suçu Neydi?

Eğitimci, gazeteci Semra Sakarya bu kez Rize Turizmini masaya yatırarak, ilimizdeki turizm hareketlerine, turizme verilen değere ve ilimizin turizm yapısına göz atarak, “Rize turizminin terapiye ihtiyacı var. Yeni atanan turizm..

Dört Mevsimin Yaşandığı,Rize Turizmin Terapiye İhtiyacı Var!İsmail Hocaoğlu’nun Suçu Neydi?
Son Güncelleme: Whatsapp

Eğitimci, gazeteci Semra Sakarya bu kez Rize Turizmini masaya yatırarak, ilimizdeki turizm hareketlerine, turizme verilen değere ve ilimizin turizm yapısına göz atarak, “Rize turizminin terapiye ihtiyacı var. Yeni atanan turizm il müdürünün de psikolog, bu nedenle terapi kolay olacak” dedi

Eğitimci yazar Semra Sakarya kaleme aldığı yazıda şunları ifade etti, “ 2020 yılında ortaya çıkan corona virüs salgınıyla ekonomik olarak en çok etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü geliyor. Yasaklar, kapanma derken… Birde artan maliyetlerle, turizmciler son iki yılı dar boğazda geçirdiler. Büyük firmalar farklı iş kolları ile durumu amorti etmeye çalışırken, küçük esnaf diye tabir ettiğimiz yöresel firmalarımızın çoğu zarar yazdı. Yazıyı kaleme almadan önce görüştüğüm işletme sahiplerinin çoğunluğu küçülmeye giderek araç sattıklarını ifade ettiler. Akaryakıt fiyatlarında meydana gelen artış, adeta maliyetleri ikiye katladı. Salgın nedeniyle insanların çekinerek katılmak istemedikleri tur faaliyetlerine talebi arttırabilmek için kampanya üstüne kampanya yapan turizm firmalarının kar payları eriyerek, neredeyse maliyetlere denk hale geldi.

Ekonomik kriz nedeniyle iğneden ipliğe her kaleme zam gelince malum olarak asgari ücrette aynı oranda arttırıldı. Çalışan emekçi insanların haklarını korumak için bu tabiî ki zaruri bir durumdu. Yapılan artışlarla birlikte bir çalışanın işverene maliyeti neredeyse altı bin lira oldu. Tabi bu durum kalifiye elemanlarda çok daha yüksek rakamlara tekabül ediyor. Akaryakıt zammı, asgari ücret, konaklama giderleri derken ekonomik kiriz turizmcinin belini büktü. Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlendirilen Sayın Mehmet Nuri Ersoy, göreve geldiğinde tüm turizm camiasında; işte bizim halimizi anlayacak bizden birisi bakan oldu diye sevindiler ama maalesef sevinçleri kursaklarında kaldı.

Malum Sayın Bakan ETS Turizmin sahibi ve yapmış olduğu tüm icraat ve uygulamaları da ne yazık ki hep büyük firmalara yönelik oluyor. Büyük balık küçük balığı yer misali, yerel işletmeler her daim göz ardı ediliyor. Kapitalist anlayışla, sizin neyinize işveren olmak… Kapatın firmanızı ve bizim çalışanımız olun anlayışı… Her alanda olduğu gibi turizm de adeta açgözlülüğe dönüştü. Yazımın başında kullanmış olduğum, küçük esnaf ifadesi de bu aç gözlülüğe dikkat çekmek amacıyla, kullanılmış bir ironiydi.

Gelelim güzide ilimiz Rize’ye… Yıllarca Kültür ve Turizm İl Müdürü olarak görev yapan Sayın İsmail Hocaoğlu, uzun bir süre yürütmüş olduğu İl Müdürlüğü görevinde mental yorgunluk nedeniyle çok sevilmesine rağmen yeni fikirler geliştirmediği için eleştirilere maruz kalarak; hak etmediği bir şekilde görevden alındı.

Yapılan İl Müdürü değişikliğiyle Rize Turizmine yeni bir heyecan geleceği düşünülerek tüm beklentiler göz ardı edilerek turizmle uzaktan yakından hiç alakası olmayan bir atama yapıldı. Tüm turizmciler birbirlerine göreve gelen müdüre hanımın aslında ne iş yaptığını sormaya başladı.

Göreve başlama haberiyle birlikte yayınlanan özgeçmişinde asıl mesleğinin psikolog olduğu anlaşılınca; tüm turizm camiasında büyük bir hayal kırıklığı oluştu. İlimizin duayen turizmcileri bu atamaya tepki gösterdiler. Mademki, iş ehline verilmeyecekti, o zaman değerli müdürümüz neden görevden alındı soruları, her kesimce soruldu. Yapılan bu liyakatsiz atama ile ilimiz siyaseti adeta kendi ayağına sıkmış oldu.

Muhalefetin; ”Biz kendimizi yırtsak bu atamayı yaptırtamazdık.” İtirafı da, ilimizin çokbilmiş siyasilerince, oturup günlerce düşünülmesi gereken bir durumdur. 2020 yılının ağustos ayında göreve başlayan yeni Kültür ve Turizm il Müdiremiz gerçekten büyük bir heyecanla oturduğu koltuğunda bir buçuk yılı ardında bıraktı. Göreve geldiğinde kendisindeki bu müthiş heyecanı gören turizm camiası, önceki görevi olan Rize Valiliği Proje Koordinatörlüğü nedeniyle; belki bir proje faaliyeti geliştirir beklentisine girdi. Bugün olur, yarın olur derken… Bir turizm sezonu daha heba oldu. Şimdi ya ekonomik kriz var, salgın hastalık var. Sizde yazınızın başında bunlara değindiniz, diyebilirsiniz. Evet, başarısızlığın ardından birçok mazeret üretilebilir. Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın çok güzel bir sözü vardır.

Bir işi yapmak isteyen, uğraşır ve bir çaresini bulur. Yapmak istemeyen veya yapamayanda bir bahane bulur.” Tüm mazeretler Rize’de varda, neden yanı başımızdaki diğer illerde yok? Hiç kusura bakmayın iş ehline verilmedi. Amacımız yemek yemekse mutfağa bir aşçı girmelidir. Herkes biraz yemek yapabilir anlayışıyla atama yaparsanız, daha çok beklersiniz. Müdüre hanım ilk yıl stajını tamamladı.

Bu yılda işi öğrenmeye çalışacak, aceleye gerek yok. Şunun şurasında 2023’e ne kaldı ki? Salı sallanır, Çarşamba çarşafa dolanır, Perşembe perişan, malum Cuma mübarek gün… Cumartesi ve Pazar tatil, her haftanın iş başlangıcı olan pazartesi günleri de ilimizin turizm işletmecileri ödeme tablolarını önlerine alarak; adeta psikolojik bunalıma giriyorlar.

İşte şimdi en büyük projeyi ilimiz turizmine sunmak istiyorum. Hiç canınızı sıkmayın, ne olacak bu turizmin hali diye düşünmeyin, sizin için bir aylık bir çalışmanın neticesinde çareyi bulduk. Sayın müdürümüzün asıl mesleği, psikologluktur. Her pazartesi günü ilimizde faaliyet gösteren turizmcilere birer saat terapi yapmasını tavsiye ediyorum.

Fikir benden, eee artık projeyi de, sayın müdürümüz yazar. Ama söz veriyorum; malum sanatsal dernek faaliyetleri nedeniyle belki işleri çok yoğundur. İlimiz turizmine zaman ayıramazsa, şahsım gazetecilik mesleğinden biraz fedakârlık yaparak; Allah rızası için bu projeyi yazarım.

Yazımızın başlığında ifade ettiğimiz; “TURİZİMİN TERAPİYE İHTİYACI VAR!” ifadesinin ne kadar gerçekçi bir paya sahip olduğu ilimizin turizmcilerine sorulmalıdır. Peki, hep olumsuz yönlere değindik, hiç mi turizmimde bu geçen süre zarfında olumlu bir şey olmadı, diye sorabilirsiniz. Hemen söyleyeyim; Emitt 2022 İstanbul Turizm Fuarında bu yıl Rize diğer Karadeniz illerinden bağımsız olarak kendi standında temsil edildi.

Daha önceki yıllarda DOKA yani Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansının desteğiyle tüm Doğu Karadeniz illeri tek bir standa temsil ediliyordu.Tabi ki turizmde güçlü olan bu iller arasında Rize adeta sönük kalıyordu.Fuarda tüm turizmciler bir araya gelerek tanıtım ve yeni projelerle alakalı geleceğe dönük izlenimler ediniyorlar.Duayen turizmcilerin sizin standınıza gelmesi ve sizi muhatap kabul etmesi için sizin yaptığınız işin ehli olmanız , bilgi ve birikiminizle bunu yansıtmanız gerekir.Bu bilgi ve birikim sizde yoksa; siz standınızda oturup lahana muhabbeti yaparken, komşu illeriniz çoktan bir çok yeni anlaşmaya imza atmış olurlar.

Hata üstüne hata yapmaya ne denildiği sanırım herkesçe malumdur. Şimdi projemde ikinci önerimi sunmak istiyorum. Rize İl Kültür ve Turizm İl Müdür Yardımcılığı makamı da şuan için boş gözüküyor. Yakın bir zamanda kulislerde konuşulana göre oraya da bir atama yapılacak.

Psikologu il müdürü yapan ilimiz siyasetçilerine tavsiyem, müdür yardımcılığına da bir imamı atamalarıdır. Bakın, lütfen gülmeyin, biraz ciddi olalım. Şimdi projemizde müdüre hanım terapi yaparken, imam olacak müdür yardımcımızda sohbetleri ve vaizleriyle ilimiz turizmcilerine zorluklara karşı sabretmeyi, aza kanaat ederek, malın çoğunu götürenlere beddua etmeme noktasında çalışmalar yapabilir.

Düşünsenize ilimiz turizminde psikolog, imam, turizm işletmelerine gizli ortak olan yığcılar… Kendine dahi faydası olmayan şube müdürlerimizle kültürel alanda marka bir şehir olacağımız aşikâr.

Yalnız Rize’de turizmi; Allah rahmet eylesin! Yapılan hatalara demoktarik yollarla tepki göstermeyi bilmek gerekir. İlimiz turizmcilerine de tavsiyem, malum sıkıntılarına dikkat çekmek amacıyla… Ölen ilimiz turizmi için bir cenaze merasimi düzenleyerek, dernekler aracılığıyla siyaseti karıştırmadan sorunlarını ortak bir bildiriyle ifade etmeleridir. Unutmayın ağlamayan çocuğa meme vermezler deyimi…

Yaklaşan seçimler öncesinde, ilimiz turizminde bir tehlike alarmının alametidir. İki yıldır zarar yazan Rize Turizmi 2022 yazını da heba ederse, 2023’de ne müdür kalır nede müdürü atayanlar kalır. İşte, o zaman; terapi turizmcilere değil de siyasetçilere verilir.

Semra Sakarya

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş