Çanakkale’de diorama sanatıyla uğraşan emekli öğretmen, Türkiye’deki köy hayatını atık malzemeler kullanarak görsel bir şölene dönüştürdü.
Çanakkale merkeze bağlı Kepez beldesinde ikamet eden evli ve 2 çocuk annesi emekli öğretmen Sıdıka Kocaoğlu, çocukluk hayalini önce hobiye, sonra da profesyonel olarak diorama sanatına dönüştürdü. 21 yıldır diorama sanatıyla uğraşan Kocaoğlu, son projesiyle görenlerden tam not aldı.Antalya’nın bir beldesindeki köy yaşantısını sanatla buluşturan Kocaoğlu, “Diorama, anlık yaşama durumlarını yansıtma sanatıdır.
Maket ve heykellerle oluşturursunuz. Genellikle atık malzemeleri kullanırım. Kumaş, tel ve straforlar gibi. Tabii doğada var olan toprak, taş ve ağaç dalları da benim için önemli metaryallerdir.
Bunun yanı sıra insan heykellerim var. Bunları da kendi geliştirdiğim bir seramik hamurum var, onunla gerçekleştiriyorum” dedi.“Diorama sanatını 21 yıldır profesyonel olarak yapıyorum”Emekli olduktan sonra kendisini geliştirdiğini belirten Sıdıka Kocaoğlu, “Çocukluğumdan beri bebek giydirme ve süsleme gibi merakım vardı.
Ama kız meslek lisesine giderek el sanatları bölümünü okuduktan sonra kendimi daha iyi tanımladım. Öğretmen olup, emeklilikten sonra kendimi geliştirerek, 2000 yılından bu yana profesyonel olarak bu işi yapmaya başladım” diye konuştu.
Türk örf ve adetlerini diorama sanatına yansıttığını ifade eden Kocaoğlu, “Son yaptığımız projeyi Antalya’da bir belde için yaptık. Folklorik kültürel yaşantımızı aks eden bir diorama çalışması oldu. Köyde aile yaşantıları, kültürel düğünlerimiz ve güreşlerimiz, yani bizi yansıtan ne varsa dioramamızı uyguladık” dedi.Diorama sanatını yaparken belli bilgilere sahip olunması gerektiğine dikkat çeken Kocaoğlu, “Diorama yaparken, terzilik, inşaat, fırıncılık ve ressamlık gibi birçok meslek dalına hakim olacaksınız. Yani ana temeldeki bilgilere sahip olmanız gerekiyor.
‘Ben diorama yapacağım’ diyerek yola çıkmakla bu sanat olmuyor. Belli teknikleri üst üste koymakla oluyor. Dolayısıyla bu eskitme teknikleri altyapımda olduğu için doğallığı yakalamış oluyoruz. Diorama sanatını yıllardır yapıyorum. Gayem kültürümüzü, tarihimizi ve folklorümüzü yaşatmaktır, ama çok emeklerle yapılan ve maddi değeri her zaman yerini bulmayan bir sanat” şeklinde konuştu.