Türkiye ye geri getirilen 28 tarihi eser İstanbul Arkeoloji Müzesi nde sergileniyor Türkiye ye ait 28 tarihi eserin tanıtım İstanbul Arkeoloji Müzesi nde toplantısı gerçekleştirildi Türkiye den kaçırılan 28 eserin iade süreci Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla…
İSTANBUL (İHA) – Türkiye‘ye geri getirilen 28 tarihi eser İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor
Türkiye‘ye ait 28 tarihi eserin tanıtım İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde toplantısı gerçekleştirildi
İSTANBUL – Türkiye’den kaçırılan 28 eserin iade süreci Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla başarılı şekilde tamamlandı. Eserlerin tanıtım toplantısı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirildi.
Türkiye’den kaçırılan 28 eserin iade süreci Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla başarılı şekilde tamamlandı. 28 eserin tanıtım toplantısı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffry L. Flake’de katıldı. Bakanlığın, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığıyla birlikte yurt dışında yaptıkları çalışmalar kapsamında aynı zamanda 20 yıl içinde yaklaşık 8 bin kültür varlığı tespit edilerek, Türkiye’ye getirildi. Toplantıda açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Amerika Birleşik Devletleri’ne giden 28 adet kültür varlığının ülkemize kazandırılmasının haklı mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını ifade etti. Eserler ise müzede sergileniyor.
“28 adet kültür varlığının ülkemize kazandırılmasının haklı mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz”
Toplantıda açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, eserlerin geri alınması için yapılan çalışmaları anlattı. Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik İstihbarat Birimleri tarafından yürütülen soruşturmalara, Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından büyük bir gayret ve özveriyle destek verildiğini ifade eden Bakan Ersoy şöyle konuştu: “Türkiye, kültür varlıklarına sahip çıkmak adına eğitim, sosyoloji, hukuk ve diplomasi gibi birçok dinamiği içerisinde bulunduran çok yönlü bir strateji kullanarak kaçakçılıkla mücadele ediyor. Uluslararası camiada bu konuya liderlik yapıyor. Kültür varlığı kaçakçılığı konusunda pazar olan ülkelerdeki piyasayı ve talepleri daraltmak için de UNESCO ve INTERPOL çatısı altında çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bütün bu çalışmalar sayesindedir ki ülkemiz, yurtdışına kaçırılan kültür varlıklarının iadesi konusunda son yıllarda büyük bir atılım yapmıştır. Son 20 yılda, yasa dışı olarak ülke dışına kaçırılan 8 bine yakın kültür varlığımızın iadesini sağladık. Bugün de bir hukuk mücadelesini daha başarıyla sonuçlandırdığımızı sizlerin vasıtasıyla halkımızla paylaşmak için bir aradayız. Zira, kaçak kazılarla ortaya çıkarılarak yasa dışı yollarla Amerika Birleşik Devletleri’ne giden 28 adet kültür varlığının ülkemize kazandırılmasının haklı mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Söz konusu iade süreci kapsamında Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik İstihbarat Birimleri tarafından yürütülen soruşturmalara, Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız tarafından büyük bir gayret ve özveriyle destek verildi. Zaman ve mesainin gözetilmediği, binlerce dokümanın tarandığı, yüzlerce delilin incelenip değerlendirildiği zorlu süreç sonunda, eserlerin Anadolu kökenli oldukları ve yasa dışı olarak yurt dışına çıkarıldıkları belgeleriyle ortaya kondu.”
“Helenistik Dönem ve Lydia Dönemi 12 adet sikkedir”
Konuşmasına devam eden Bakan Ersoy, “Bunun üzerine ülkemize iadesine karar verilen eserler, Ocak ayında New York Başkonsolosluğumuza teslim edildi. İadesini sağladığımız bu eserlerin ülkemize kazandırılması, üç farklı olay ile bağlantılı olarak yürütülen bir çalışmanın sonucudur. Bunlardan ilki, 2013 yılında Manhattan Bölge Savcılığı tarafından ele geçirilen Helenistik Dönem ve Lydia Dönemi 12 adet sikkedir. Ele geçirilen sikkelerin hepsi bilimsel açıdan ülkemiz için çok önemlidir. Diğer grupta Manhattan Bölge Savcılığı tarafından yürütülen başka bir soruşturmadan ele geçirilen 2 adet Kiliya heykeli başı yer almaktadır. Yaklaşık 6 bin yaşında olan Kiliya heykelleri, yalnız Anadolu’da üretilmiş olmalarıyla bölgenin kültürel tarihi açısından ciddi önem arz eden arkeolojik eserlerdir. Teslimi gerçekleştirilen diğer önemli grubun içinde ise Burdur ilimizde çok önemli bir Neolitik yerleşim olan Hacılar kökenli ana tanrıça heykelciği, Hellenistik Döneme ait ve son derece ince bir işçiliğin ürünü olan geyik başlı bir sunu kabı, bütün halde bir Kiliya heykeli, Roma Dönemi elbise aksamları, M.Ö. 3 bine tarihlenen dağ keçisi biçimli bir çıngırak, 2 adet kuş heykeli ve M.Ö. 6’ncı yüzyıla tarihlenen Efes kökenli bir tanrıça heykeli bulunuyor. Bu eserler, günümüzden 7 bin 500 yıl öncesinden başlayarak Roma Dönemine kadar geniş bir zaman dilimini temsil etmesiyle de oldukça önemli bir grubu oluşturuyor. Bu önemli iadenin gerçekleşmesini sağlayan iki temel unsur var. Bunlardan birincisi hem Manhattan Savcılığında hem de Bakanlığımızda konuyla ilgili çalışan birimlerin kendilerini araştırmalarına adamaları; ikincisi ise iş birliği. Manhattan Savcılık Ofisi ve Amerikan İç Güvenlik Birimi ise sürecin başından beri çok yakın bir iş birliği ve şeffaflık örneği gösterdiler. Manhattan Bölge Savcısı Alvin Bragg Jr., Kültür Varlıkları Birimi Direktörü Savcı Yardımcısı Albay Matthew Bogdanos, Apsara İyer, Alyssa Thiel, Guiditta Glardini, Daniel Healey’den müteşekkil savcılık ekibine ve Amerikan İç Güvenlik Biriminden ajanlar John Labbat ve Brenton Easter’a, HSI Ankara Temsilcisi Steve Mora’ya Bakanlığım ve ülkem adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
“Michael Steinhardt bir daha tarihi eser satın alamayacak”
Tarihi eserlerin önemli kısımının ele geçirildiği koleksiyonun sahibi olan Michael Steinhardt, bir daha asla tarihi eser satın alamayacağını belirten Bakan Ersoy, şunları kaydetti: “Ülkemize getirdiğimiz bu eserlerin önemli kısmının ele geçirildiği koleksiyonun sahibi Michael Steinhardt, tam 180 kültür varlığı üzerindeki hakkından feragat etmiştir. Bu rakam toplam 11 ülkenin kendi topraklarına ait eserleri geri alacağı anlamına geliyor. Steinhardt ise hapis cezasına çarptırılmamış olsa da bir daha asla tarihi eser satın alamayacak.