Yazar, Prof.Dr. Şaban Şimşek’in 15.kitabı, çıkmak(Kur’an Terkibi) üzere

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi eski Tıp Fakültesi dekanı ,Kartal Dr.Lütfi Kırdar Şehir  Hastanesi Göz doktorlarından Prof.Dr. Şaban Şimşek’in 15 .kitabı gün sayıyor.. Ramazan dolayısıyla çok farklı bir formatla hazırlanan, çıkması..

Yazar, Prof.Dr. Şaban Şimşek’in 15.kitabı, çıkmak(Kur’an Terkibi) üzere
Son Güncelleme: Whatsapp

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi eski Tıp Fakültesi dekanı ,Kartal Dr.Lütfi Kırdar Şehir  Hastanesi Göz doktorlarından Prof.Dr. Şaban Şimşek’in 15 .kitabı gün sayıyor..

Ramazan dolayısıyla çok farklı bir formatla hazırlanan, çıkması an meselesi olan  Kur’an terkibi kitabından bir süre…

Prof.Dr.Şaban Şimşek’in tıp kitaplarıyla, birlikte,çok sayıda basılan 14 kitabı bulunuyor…

Fatiha Sûresi

 

“Fatiha” kelime olarak “başlangıç, giriş, açış” anlamındadır. Tamamı 7 âyettir. İlâhî kelâmın özü, temeli manasında “Ümmü’l Kitap” diye de anılır. Aslında Kur’ân’ın ilk inen ayetleri Alak Sûresi’nin ilk 5 ayetidir. Ancak bir bütün olarak inen (yahut tamamlanan!) ilk sûre Fâtiha’dir. Adeta Kur’ân’ın önsözü ve özeti mahiyetinde olması sebebiyle, Hz. Peygamber’in “Bu sûreyi kitabın başına (birinci sırasına!) koyun” diye emrettiğine dair kuvvetli rivayetler mevcuttur. Bazı tertipler (sûrelerin sıralanıp kitap haline getirilmesi!) Fâtiha’yı, iniş sıralamasında (nüzul!) 5’inci sıraya koyar. Ancak “Önsöz ve Giriş” yazısında da belirttiğimiz üzere bu çalışmamız bir tertip, meal ya da tefsir olmadığı için kendimizi özgür hissettik ve iniş sırasını takip etmemize rağmen Fâtiha’Hz. Peygamber’in yukarıda anılan (muhtemel!) emrine uygun olarak Mushaf tertibi’nde olduğu  gibi birinci sıraya yerleştirdik. 

Vahyin 1’inci yılında Mekke’deyiz… Allah(cc), insanlara Alak sûresiyle “Oku”, Kalem sûresiyle “Yaz” dedikten, Hz. Peygamber’i ve O’nun şahsında müminleri, Müzzemmil, Müddessir sûreleriyle “içinize kapanmayın, bu zor görevde elbette size yardım edeceğim” diyerek ferahlattıktan sonra gönülleri fethedecek öğütler veriyor.

  1. a) Meal ve tefsirlerde bu sûreye dair zikredilenler şöyle derlenebilir:
  2. Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla.(1)
  3. Hamd edilmeye (övmeye, övülmeye, yüceltilmeye, nimet verse de vermese de bizi ve tüm kâinatı yarattığı için şükredilmeye!) lâyık, yegâne mâbud (tapılacak, kulluk edilecek varlık, ilâh!) âlemlerin Rabbi (yaratıcısı, ıslah edeni, hükümranı!) olan Allah’tır. 
  4. O, Rahmân’dır (dünyada tüm insanlara ve yaratılmışlara nimet veren, şefkat, merhamet gösterendir!) ve Rahim’dir (esirgeyen, bağışlayan, ahirette müminlere nimet ihsan edendir!).
  5. O, hesap gününün(2) yegâne hâkimidir (o gün karar verecek tek kudrettir!)

5-7. (Ey Rabbimiz! Biz bütün bunlara inanır ve bu inançla başka bir varlığa değil) Yalnız sana kulluk eder (senin emirlerine boyun eğer!), yalnız senden yardım dileriz (dünyada da, ahirette de sadece senin bir şey verebileceğine inanırız!). Bizi doğru yola, kendilerine ilâhî rahmet (dünyada iyilik güzellik, huzur, ahirette cennet nimeti!) verdiklerinin yoluna (Sırât-ı Mustakîm!) ilet (ve hep o yolda olmamızı/kalmamızı nasip et!). Gazaba uğramışların (rahmetinden mahrum kalmışların!), sapmışların (tevhidi inkâr etmiş, cezaya müstahak olmuşların!) yolundan muhafaza eyle!

  1. b) Bu sûrenin mânâ kodları (naçizane) şöyle özetlenebilir:

Ey Allah’ın(cc) kulu!.. Gördüğün gibi bu sûre aslında hiç bir emir hükmü taşımıyor! Esas itibarıyla sûrenin niteliği; Allah’tan(cc) kullarına bir rahmet (merhamet, bağışlama, lütuf, yardım, nimet!) kullardan da esirgemesi ve bağışlaması için Allah’a(cc) bir dua olmasıdır. Bu sûre başka bir bakış açısıyla, adeta Allah’la(cc) kul arasında yapılan bir sözleşmedir! Şunu bil ki her rekât namazda okuduğun bu sûrede, “İyyâke na’budu ve iyyâke nesta’in” derken aslında Allah’a(cc) “Ben ilâh olarak yalnızca seni bilirim. Bu kitapla bana göstereceğin yol, doğru olan tek yoldur. Onu okuyacağım, anlayacağım ve üstüme düşeni yapacağım. Bunun karşılığında bana vereceğin şeyi en iyi bilen ise muhakkak ki sensin. Sana bu şuurla bilerek ve isteyerek teslim oluyorum, başka bir şart ileri sürecek hâlim yoktur. Zaten inanırım ki sen adaletten asla ayrılmaz, hakkımdaki en doğru kararı verirsin” diye söz vermektesin!

Ey Allah’ın(cc) kulu!.. Bir başka yönüyle bu sûre tevhit kelimesi olan “Lâ ilâhe illallah’ın (Allah’tan cc. başka tanrı yoktur!) bir açılımı, tevhit inancının (Allah’ın cc. tek ilâh olduğuna iman etmek!) bir beyannamesidir. Sûrede, örtülü olarak bunun gerekçeleri zikredilmekte, tek yaratıcı, nimet verici, dünya ve ahiretin hükümranı olması sebebiyle insanın Allah’a(cc) doğrudan ve aracısız kulluk etmesi, O’nun rahmetine nâil olması için dualarda, ibadetlerde bulunması öğütlenmektedir. Ey Allah’ın(cc) kulu, o halde sen de Fâtiha okurken bunları ifade ettiğinin farkında olmalı ve gereğini yerine getirmelisin!

Ey Allah’ın(cc) kulu!.. Şunu hiç aklından çıkarma ki Allah(cc) herkesin tanrısıdır. O, herkese bu dünyada rızkını verir, merhametini gösterir; bu, O’nun “Rahmân” sıfatıdır! Ancak ahirette bunlardan istifade edecek olan sadece Allah’a(cc), Peygamber’e iman eden ve bunun gereğini yerine getirenlerdir; bu da O’nun “Râhim” sıfatıdır! Ey Allah’ın(cc) kulu! İşte bütün bunları hak etmene imkân vermesi, seni doğru yoldan ayırmaması, kötülerin yolundan (sapkınlıktan!) da muhafaza etmesi için Allah’a(cc) sığın, O’na dua et! Bunu her namazında ve de hulus-i kalple (gönülden, içtenlikle!) yap ki Allah’ın(cc) rızasını kazanasın!

Ey Allah’ın(cc) kulu!.. Sadece Allah’a(cc) kulluk et, her durumda O’nun yardım edebileceğine (sana ancak O’nun bir şey verebileceğine!) inan ve O’ndan dile! Unutma ki kayıtsız şartsız itaat sadece O’na edilir; çünkü başka hiçbir güç/varlık buna lâyık değildir. Ondan başkasına itaat, ancak ilâhî hükümlerde çizilen sınırlar dâhilindedir. Aksine davrananlar itaat ettikleri o gücü Allah’a(cc) seçenek saymış, başka bir deyişle O’na eş koşmuş olurlar ki bu açıkça şirke bulaşmak demektir. Dolayısıyla bu gibi durumlardan katiyetle uzak dur ki Allah’la(cc) yaptığın sözleşmeye aykırı davranmış olmayasın!

  1. c) Hulâsa, bu sûrenin temel öğretisi şöyle olsa gerektir:

Dinin temeli tevhittir. Kutsallık (ilâhlık/ilâh olma niteliği!) sadece Allah’a(cc) mahsustur. Bu sebepledir ki kulluk yalnız ve yalnız O’na yapılır.

Benim Kur’ân’dan anladığım budur; doğrusunu Allah(cc) bilir.

İLGİLİ HABER

PROF. DR. ŞABAN ŞİMŞEK’TEN İNGİLİZCE’ ’GÖZ HASTALIKLARI CEP KİTABI’

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş