Rize de 1 Mayıs işçi ve emekçiler dayanışma Günü kutlandı.. 1 Mayıs İşçi bayramı Rize Cumhuriyet Meydanında kutlandı. DİSK Öncülüğünde İsmail Kahraman Kültür Merkezi önünde toplanan STK Temsilcileri ve siyasi..
Rize de 1 Mayıs işçi ve emekçiler dayanışma Günü kutlandı..
1 Mayıs İşçi bayramı Rize Cumhuriyet Meydanında kutlandı.
DİSKÖncülüğünde İsmail Kahraman Kültür Merkezi önünde toplanan STK Temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri Cumhuriyet caddesinden Cumhuriyet Meydanına kadar sloganlar eşliğinde yürüdü.
Yıl 2023 olmuş, ÇAYKUR işçileri halen kadrosuz ve güvencesiz çalışmaya devam ediyor..
5 ay 29 gün çalışıp 12 ay geçirmek zorunda kalıyor.
5 ay 29 gün çalışıp 12 ay elektrik su faturası ödüyor kira ödüyor, Çocukların eğitimine sağlık giderini karşılıyor..
Mevsimlik işçi tatile gidemiyor, gelecek hayalleri kuramıyor ailesi ile dışarıda gönlüne yemek yiyemiyor ev alamıyor ki ödemiyor..
Alışveriş yaparken en ucuzunu almak zorunda kalıyor ..
Açlık sınırının altında ücrete geçilmeye çalışıyor ,bu böyle gitmez!
14 Mayıs seçimlerine 15 gün var iktidar her gün müjdeler veriyor, ama Çaykur işçisine bir türlü müjdeli haber gelmiyor ..
10.000 ÇAYKUR işçisi Devletin sırtında kanbur olarak görülüyor..
ÇAYKUR’u milyarlarca zarara uğratanlar mevsimlik işçiye kadro hakkını çok görüyor..
Atı alan Üsküdar’ı geçerken, yetkili olduğunu iddia eden sendika işçilerin zorlaması ile göstermedik açıklama yapıyor..
Kadromuzun peşindeyiz almadan mücadelemizi bitirmeyeceğiz.. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; Mevsimlik ÇAYKUR işçisi kadro istiyor ,iyileştirme değil!
Süre uzatma değil kadro istiyoruz diyerek sözlerini tamamladı..
Cumhuriyet meydanında STK temsilcileri toplanan kalabalığa konuştu
Eğitim Sen Rize il temsilcisi KESK Dönem Sözcüsü Ercan Özay 1 Mayıs İşçi bayramında yaptığı konuşmada, “Bu gün umudun günü, bu gün kardeşliğin günü, bu gün sevginin günü. Bu gün bu meydanda toplanan kalabalık, bizlerin içindeki umudu, kardeşliği ve sevgiyi daha da büyütüyoruz. Gelecek güzel günlere olan inancımızı ve kararlığımızı daha da artırıyor. Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günümüz 1 Mayıs Kutlu Olsun. Kapitalizmin kar hırs, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçlar çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden olanlar göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla kendilerini işin içinden sıyıramayacaklar. Ant olsun ki, yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımları er ya da geç hesabı sorulacak. Kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkımın, ataerkil yaşamın ağır sonuçları karşımıza deprem gibi afetlerde daha fazla ölüm ve yıkım daha fazla yerinden göç, mültecilik, daha fazla açtık olarak çıkıyor” dedi
Özay, “Zamlar, alım gücündeki erime hayatı yaşanılmaz kılıyor.
Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm emekçilere gittikçe daha güvencesi bir çalışma yaşam dayanılıyor. Ülkemiz her alanda Güvencesizler Cumhuriyeti haline geldi. Kadın işsizliği ve güvencesi, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz, şiddet ve mobbing her geçen gün artıyor. İşsizlik aldı başım gidiyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar yurt dışıma beyin göçü yaşanıyor. İşçi cinayetlerinde adeta katliam yaşanıyor Her şeye zam gelirken artmayan, yerinde sayan tek şey bizim maaşlarımız! Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirildi. Sanayiden sonra tarımda da bu tar döneminde diş sermayeye bağlı hale getirildik. Ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıyayız. Gerçekten de yiğidin kuru soğana muhtaç hale geldi günlerden geçiyoruz” dedi. Daha Yaşanabilir Yarınlar İçin 1 Mayıs’ta Omuz Omuza!
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Rize il Başkanı Hamza Kutay yaptığı konuşmada, “Sömürenlerin saldırılarına boyun eğmeyen ve işçi sınıfının uluslararası mücadele günü olan 1 Mayıs’ta vatan, laik, demokratik cumhuriyet ve emek diyerek alanlara çıkan tüm işçi-emekçi kardeşlerimize selam olsun” dedi
Kutay, ”İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı bu yıl, çok ağır bir ekonomik krizin ve derinleşmiş bir gelir adaletsizliğinin ortasında karşılıyoruz.
Yanlış ekonomi politikalarında inat edilmesi, yönetenlerin halkı değil rantı düşünerek aldığı kararlar, ülkemizi ağır bir yoksullaşmaya itmiş, işçi ve emekçileri nefes alamaz hale getirmiştir. “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek hiçbir lüksünden ödün vermeyenler, emekçinin evine itibarlı, gururlu girme hakkını çalmış, yaşanabilir bir emeklilik hayalini gasp etmiştir. Ülkede orta sınıf diye bir kavram kalmamış, yoksul ile zengin arasındaki makas son birkaç yılda daha da açılmıştır.
Çalışan nüfusun büyük çoğunluğunun asgari ücretliye döndüğü ülkemizde, nüfusun yüzde 90’ı yüzde 10 sefa sürebilsin diye emek sarf eder hale gelmiştir.1 Mayıs, Bu tabloya bakıp utanacağına pişkince gelişmiş ülkelere “Türkiye’yi ucuz işgücü olarak pazarlamaya” çalışan, rakamlarla ekonomik krizi gizlemeye uğraşan, geçinemeyen halka tasarruf ve şükür öğütleyen, yiğidi kuru soğana muhtaç etmişken adeta ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler diyen yöneticilere cevap niteliğinde bir tokat olacaktır. Çünkü gerçekler, artık pişkin siyasilerin manipüle edemeyeceği, sarı sendikaların izah edemeyeceği kadar yakıcı ve yalan makinesi gibi çalışan TÜİK’in bile örtemeyeceği kadar ortadadır” dedi.
