İftiralara Cevaplar

Kıymetli okuyucularım, bu yazıyı sözcü yazarı Emin Çölaşan’ın kaleme aldığı Sultan ll. Abdülhamid Han hakkındaki iddialarına, cevap vermeyi kendime bir vicdan borcu bildiğim için yazdım. Gelelim Sayın Çölaşan’ın Sultan ll…

İftiralara Cevaplar
Son Güncelleme: Whatsapp

Kıymetli okuyucularım, bu yazıyı sözcü yazarı Emin Çölaşan’ın kaleme aldığı Sultan ll. Abdülhamid Han hakkındaki iddialarına, cevap vermeyi kendime bir vicdan borcu bildiğim için yazdım.

Gelelim Sayın Çölaşan’ın Sultan ll. Abdülhamid Han hakkındaki iddialarına:

İddia 1: Korkak, vesveseli bir adamdı.

Cevap 1: 21 Temmuz 1905 günü Sultan ll. Abdülhamid Han’a Cuma namazı çıkışında bombalı saldırı yapıldı. Ancak Şeyhülislam Cemaleddin Efendi’nin, Sultan’a bir soru sorarak geciktirmesi üzerine, bomba Sultan’ının etki alanı dışında patladı ve Padişah hiçbir zarar görmedi. Yüce Sultanımız ikinci patlama ihtimalini düşünmeden olay yerine hızla gidip bizzat yaralılara yardımcı olmuş gözyaşları dökmüştür. Başkâtip Tahsin Paşa durumu şöyle anlatıyor: ‘Görünürde pek cesaret gösterdiği inkâr edilemez. Hiç korku ve telaş eseri göstermedi.” Sayın Çölaşan’ın iddia ettiği gibi korkak biri olsaydı camiye döner ve çıkmazdı. Cesaretini anlatan onlarca vaka var ama onları ayrı bir yazıya bırakalım.

***

İddia 2: Mithat Paşa’yı bugün Suudi Arabistan sınırları içinde bulunan Taif Kalesi’ne sürgün edip zindanda boğduran da Abdülhamit idi.

Cevap 2: Sultan Abdülaziz’i tahtan indirip şehit edenlerin Sultan V. Murad’tan umduklarını bulamayınca çareyi veliaht şehzade Abdülhamid’i tahta çıkartmakta bulmuşlardı. Sultan ll. Abdülhamid Han 34. Osmanlı Padişahı olarak tahta çıkmış ve zamanı gelince amcası Sultan Abdülaziz’in katillerinin yargılanmasını istemiş ve Yıldız Mahkemesi kurulmuştur. Mahkeme üç pehlivan katillerin ve suçluların bazılarına bunlara Mithat Paşa da dâhil idam kararı verildi.

Karar, toplanan 25 kişilik bir temyiz kurulu tarafından gözden geçirildi. Bu kurulun üyeleri arasında Gazi Osman Paşa da vardı. Kararın uygulanması yönünde oy kullandı. 25 kişi arasından 15 kişi mahkemenin kararının uygulanması, 10 kişi ise cezaların hafifletilmesi yönünde oy kullandı. Böylece onaylanmış olan idam cezalarını Sultan II. Abdülhamid Taif’te çekilmek üzere müebbet hapse çevirdi. Mithat Paşa 8 Mayıs 1884 gecesi muhafızların kendi menfaatleri için boğularak öldürüldü.

Görüldüğü üzere Yıldız Mahkemesi Mithat Paşa’nın idama hükmetmiş ancak Sultan ll. Abdülhamid Han’ın affına mazhar olmuştur. Sultan ll. Abdülhamid Han’ın Mithat Paşa’nın öldürülmesiyle asla ve asla alakası yoktur. Olsa zaten idamını af etmezdi.

***

İddia 3: Vatana millete 33 yıl boyunca kan kusturan,

Cevap 3: Sultan ll. Abdülhamid Han’ın merhametini Dâhiliye Nazırı (İçişleri bakanı) Reşit Bey şöyle anlatıyor:

Kâtiplik hizmetinde bulunduğum 14 sene adi suçlarından dolayı idama mahkûm olanların sayısı yüzden fazlaydı. Padişah bunların içinden yalnızca birinin anasını ve babasını katletmiş bir canavarın idam hükmünü tasdik etti. Diğerleri hakkındaki idam cezalarını, kürek cezasına cevirdi.

***

İddia 4: Ülkeyi tek adam yöntemi ve sayısı binleri bulan hafiyelerin verdiği jurnallerle yöneten bu adam tahta çıkışının hemen ardından Meclis’i kapatıp sarayına çekildi.

Cevap 4: Dünyanın hayran kaldığı jurnal sistemini kurup gelen hafiyelerin verdiği jurnallerle dünya siyasetine yön veren padişahın bu sistemini mi eleştirdiniz Sayın Çölaşan? Almanya’nın İlk Şansölyesi (Başbakanı) olan Otto von Bismarck şöyle diyor: ”Ben Siyaseti Sultan ll. Abdülhamid Han’dan öğrendim!” Sultan ll. Abdülhamid Han’ın siyasi aklı için ise: ”Dünyada on gram akıl olsa, bunun bir gramı bende, bir gramı diğer dünya devlet adamlarında, kalan sekiz gramda Sultan ll. Abdülhamid Han’dadır.” İtirafında bulunmuştur. Meclis kapatılmamış tatil edilmişti. Yerli ve yabancı çoğu tarihçiler Meclisin tatil edildiğinin doğru bir karar olduğu konusun da hemfikirdir.

***

İddia 5: Osmanlı Devleti bu şahsın padişahlığı döneminde çok büyük toprak kayıplarına uğradı. 93 Harbi ”1877-1878 Türk-Rus Savaşı”

Cevap 5: Yerli ve yabancı çoğu tarihçiler bu savaşa Sultan ll. Abdülhamid Han’ın şiddetle karşı olduğunu, Mithat paşa ve taraftarlarının sebep olduklarını yazarlar. Savaşın olmaması için elinden gelenin fazlasını yapan Sultan ll. Abdülhamid Han ne yazık ki engel olamamış ve savaş başlamıştır. Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması ile biten bu savaş Osmanlı’nın aleyhine oldu. Bu ağır antlaşmanın minimize edilmesi gerekiyordu ve siyasi dehasını kullanan Sultan ll. Abdülhamid Han Kıbrıs’ın idaresini Birleşik Krallığa bırakmak koşuluyla Berlin’de yeni bir antlaşma (Berlin Antlaşması) zemini elde etmeyi başardı. Ayastefanos’un ağır şartlarını hafifleten Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığı bir süre daha devam etti.

Ayastefanos Antlaşması, Osmanlı devrinde Sevr Antlaşması gibi kâğıt üzerinde kalan bir antlaşmadır.

***

İddia 6: Osmanlı Donanmasını Haliç’e hapsetmek oldu. Donanmanın günün birinde Yıldız Sarayı’nı bombalayıp kendisini tahttan indireceğinden korkuyordu. Osmanlı Donanması orada yıllar boyu çürüyüp elden çıktı.

Cevap 6: 1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan arasında meydana gelen savaş, yaklaşık bir ay sürmüş savaş Osmanlı Ordusu’nun kesin zaferiyle sonuçlanmıştı. Bu savaşta Çölaşan’ın iddiası gibi donanma Haliç’e hapsedilmemiş aksine savaşta kara cephesine büyük destek verip deniz cephesinde de büyük başarı göstermiştir. Osmanlı donanması hakkında deniz tarihçilerinin neler yazdıklarını sayın Çölaşan’ın okumasını tavsiye ediyorum.

***

İddia 7: Bir başka onursuzluğunu anlatayım: Devlet, İstanbul’da yaşayan Lorando ve Tubini isimli iki Fransız bankerden 500 bin altın borç almış.

Cevap 7: Borç almak ne zaman onursuzluk oldu veya alınan borç ödenemeyince onursuz mu olunur Sayın Çölaşan. Neyse gelelim cevabımıza. 1854’de alınmaya başlanan ilk dış borçlanmadan 1875’e kadar hatta Düyûn-ı Umûmiye’nin kurulmasına kadar ki, dönemde yaklaşık 252 milyon Osmanlı lirası tutarında borç birikmişti. Sultan ll. Abdülhamid Han usta ve tedbirli siyasetiyle devletin canını dişine takarak elde ettiği ödeme gücünü artırmış, yeniden borçlanmanın önüne geçmişti. Sultan ll. Abdülhamid Han’ın bu borcu 125 milyona indirmesi ve böylece borçları ödenir hale getirmesidir. Sultan ll. Abdülhamid Han bu borçların %90’nını ödemiştir.

***

Sayın Çölaşan GATA’nın İstanbul Haydarpaşa hastanesinin ismi “Sultan Abdülhamid Hastanesi.” olarak değiştirilmesi, Sultan ll. Abdülhamid Han’ın anma törenleri anlaşılan sizin sinirlerinizi bozmuş bu da sizi yanlış iddialarda bulunmaya teşvik etmiş. Etmiş çünkü bilmeden araştırmadan öfkenizle yazdığınız bu yazıdan anladığım sizin kesin olarak iyi bir tarih danışmanına ihtiyacınız olduğu.

Kalın sağlıcakla.

Kaynaklar:

Türk Tarih Kurumu/Mufassal Osmanlı Tarihi

Yeni Rehber Ansk./Türkiye Gazetesi

Türk Tarih Kurumu/Mithat Paşa ve Yıldız Mahkemesi

Çadırdan Saraya Saraydan Sürgüne Osmanlı./Yeni Şafak

Sebil Yayınevi/Bir Mazlum Padişah Sultan ll. Abdülhamid Han

Nesil Yayınları/Resimli Osmanlı Tarihi

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş