İstanbul sözleşmesi ile, Türk aile yapısının temel taşları yıkıldı!

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Sevgilisi ile yaşayan kadın nikahlı resmi kocasına yakalanınca mahkemeye gidip “kocamın bana zarar vermesinden endişe ediyorum” demesi ile kocası evden uzaklaştırılıyor.Sokaktamı yatarsın, parklardamı yatarsın kimseyi ilgilendirmez. Onu kadını sevgilisiyle basmadan düşünecektin.
Boşanırsa Namuslu erkek aldatan karısına sınırsız nafaka ödemek zorunda bırakılıyor.Birde cinnet geçirirse gör sen o zaman medyayı.Yine kadına şiddet, yine kadına şiddet.

Adanada evden kaçtıktan sonra sığındığı parkta özel güvenlik görevlisinin tecavüzüne uğradığını söyleyen kız, bakire olduğu ortaya çıkınca “Uydurdum” deyip şikayetinden vazgeçiyor. Rapor ve bu ifade üzerine yaklaşık 7 aydır tutuklu bulunan evli ve 1 çocuk babası genç adam serbest bırakılıyor.Bu süreç içerisindeki utanma duygusu, psikolojik durumu, yattığı süre ve evde ekmek bekliyen sabihlerin durumu kimeyi ilgilendirmez!!!

21 yıllık evli kadın üç çocuğunu alıp evi terk ediyor. Kocasının bütün barış ve dön çağrılarana rağmen evine dönmüyor. Boşanma ve velayet davası açan adam hayatının şokunu yaşıyor. Bizzat karısının ağzından üç çocuğunda kendisinden olmadığını öğreniyor. Üç çocuğunda başkasından olduğu DNA testi ile kesinleşmesine rağmen adam nafakaya mahküm ediliyor.

Kocaelide kendi evinde 19 yaşındaki kızını yatakta çırılçıplak biri ile yakalayan baba, sinirlerine hakim olamayıp kızına bir tokat atıyor.Karakola giden kız, kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini ve babasından şikayetçi olduğunu söylüyor. Basit bir tokat olduğu için herhangi bir darp izine rastlanmamasına rağmen, babaya 740 lira para cezası ve 5 yıl hapis istemiyle dava açılıyor. İşte batının medeniyet diye bize imzalattığı sözleşme budur!!!

Memleketin büyük bir bölümü geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, üstüne birde vatandaşı ömür boyu nafakaya mahkum etmek insanlık suçudur.Ödediği veya ödeyemediği nafakadan dolayı intihar eden vatandaşı neden kimse görmez? Bu nasıl adalet?

Ne dinimizde nede örf ve adetlerimizde “Kadının beyanı esastır” diye birşey yoktur. Bu durum ülkemizin kanayan yarası oldu. Adaletin olmadığı bir memleket yıkılmaya yok olmaya mahkumdur.Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü cahiliye devrinde, kızını omuzuna alarak Mekke sokaklarında dolaştıran Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) kadının toplumdaki yerini, değerini ve haklarını bildirmiştir. Fakat asla kadının beyanını esas kabul etmemiştir!!!

Halkın zaten kusursuz bir adalet bekleyişi yok.Zaten imkansiz. Ama bu kadarı da fazla. Zulme destek veren o zulmu yapmış gibidir. Bu istanbul sözleşmesini imzalayan, ömür boyu nafakayı ve 6284 nolu yasayı devam ettiren siyasi parti artık bizden oy alamaz. Daha önce verdiğimiz oylar için pişmanız. Allah teala(c. c) günahlarımızı affetsin.

Yeniden Refah Partisi