Op. Dr. Hasan Çağlar Gürol – Detoks deyince aklımıza yeşil, kırmızı nefis meyve ve sebze suları geliyor. Doğanın bu nefis ikramlarını memnuniyetle kabul ediyoruz. Ama her gün binlerce yeni toksinle..
Op. Dr. Hasan Çağlar Gürol – Detoks deyince aklımıza yeşil, kırmızı nefis meyve ve sebze suları geliyor. Doğanın bu nefis ikramlarını memnuniyetle kabul ediyoruz. Ama her gün binlerce yeni toksinle kirlenen dünyamızda, organlarımızın toksinlerle başa çıkmak için yaptığı ağır mesai ve detoksifikasyon süreçlerindeki binlerce aşamayı düşününce, bu iyimser bakış açıkçası beni gülümsetiyor. Vücudun detoksifikasyon süreçleri ve bu süreçlerin desteklenmesi çok önemli. Konuya başka bir açıdan bakalım…
Obezite ve kilo verme durumunda, yağ dokularımızda yıllarca birikmiş toksinlere ne oluyor? Araştırmalar ilginç bir şekilde gösteriyor ki; detoksifikasyon yapmadan hızlı kilo vermek, başta kalp krizi olmak üzere ölüm oranlarını, kronik şişmanlara göre artırıyor. Kilolu olmak tabii ki birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu nedenle göbek çevremizi en azından erkeklerde 100 cm., kadınlarda 90 cm.’e indirmeliyiz. Ancak eriyen yağlarla kana karışan toksinleri de eş zamanlı temizlemeliyiz.
Kilo verirken ne kullanalım?
Herkesin kendi yapısına, metabolizmasına göre ihtiyacı başkadır. Bu ince denge için doktorunuzdan destek alın. Ben kendi kliniğimde kilo verme yolculuğuna çıktığım hastalarımı kişiye özel testlerle değerlendirip desteklerini ve detoks süreçlerini beslenme düzenine paralel ayarlıyorum. Bu detoks süreçlerini bazı bitkisel desteklerle hızlandırıyorum. Kan testlerini yapsam da, yine de biorezonans ile ağır metal, alerjenler, toksik yükler, mantarlar ve daha binlerce farklı faktör açısından hastamı tarıyorum. Ayrıca akupunktur, nöralterapi, ozonterapi ve homeopatinin hem kilo verme hem de toksinlerden kurtulmada işimi çok kolaylaştırdığını söylemeden geçemeyeceğim.
Kompleks bir sağlık sorunu
Tabii ki sağlıklı olmak, ruhen, bedenen güzel bir dengeye ulaşmak için göbeklerimizden kurtulmalıyız. Ama bu durum ‘aç kalalım ve biraz hareketi artıralım’ ölçüsünde basit değil. Zayıflayınca sağlık sorunu yaratan bu toksinler, obezite salgınının da ana sebeplerinden… Her zaman söylerim obezite kronik, kompleks bir hastalıktır. O zaman kilolu bir hastaya müdahale etmeden önce, bağırsak florası, geçirgenlik bozukluklarına, mitokondrial bozukluklara, stres yanıtı; böbrek üstü bezi sorunları, hormonal dengesizlikler, aldığı toksinler, duygusal yüklerin tamamını dikkate alarak bir strateji oluşturmalıyız. Hepsinin tepesine de detoksifikasyon desteğimizi koymalıyız. Bütünlüğü sağlayamazsak, verilen kilodan hayır gelmez.
Toksine dikkat!
Zavallı fareler üzerinde yapılmış bir deneyde, tarım ilaçları içeren besinlerle beslenip şişmanlatılan fareler, açlık diyetlerine sokulmuş ve zayıflatılmış. Zayıflayan farelerde beyin, kalp, karaciğer, böbrek dokusundaki tarım ilacı miktarı, yani toksin oranı, şişman hallerinden yedi kat fazla çıkmış, ölüm oranları artmış. Yani eriyen yağ dokusundan açığa çıkıp atılamayan toksinler hayati organlara yerleşmiş. Burada zayıflamadaki detoksifikasyonun önemi dikkat çekiyor.
Obezite hastasına tavsiyem…
Hızlı ama acele etmeden, doğru bilimsel destekleri ve dengelenme yolundan keyif alarak yeni bir hayata başlamaları… Bu yolculukta ağır duygusal, ruhsal yüklerden de arınmalarını sağlayarak ruhsal bir detoksu da onlara hediye ediyoruz. Yani klasik sloganımız “Ruh, zihin, beden hep beraber iyileşiyor.” Daha detaylı bilgi için Instagram hesabımız @drhasancaglargurol ve 0536 725 5454 numaralı WhatsApp hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Sevgi, sağlık ve huzurla kalın.